"Sağlıklı Beslenme, Kanserle Mücadelenin Temel Şartı”

Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile Lösev iş birliğinde gerçekleştirilen etkinlikte Beslenme ve Kanser ilişkisi üzerinde duruldu.

Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile Lösev iş birliğinde gerçekleştirilen etkinlikte Beslenme ve Kanser ilişkisi üzerinden duruldu. Diyetisyen Yasemin Karakaş ve Lösev Fayda Projesi Koordinatörü Oya Sancar’ın verdiği seminerd beslenmenin ilk 11’i hakkında bilgi verildi. Sağlıklı beslenmenin kanserle mücadelenin temel şartı olduğu vurgulandı. Öncelikle vücut ağırlığının doğru düzeyde tutulmasının öneminden bahseden Diyetisyen Yasemin Karakaş, bel çevresinin kadınlarda 80 cm erkeklerde ise 94 cm olması gerektiğini anlattı.

“Eti haftada 2 kere, meyveleri doğal halleri ile tüketin”

Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri ve akademisyenlerinin katıldığı etkinlikte, Diyetisyen Yasemin Karakaş gece beslenmeyi kesinlikle önermediklerini hatırlattı. Sağlıksız yağlardan uzak durulmasını önerdi. Hayvansal yağlar, kızartma yağlar ve trans yağlar yerine zeytinyağı, fındık, badem ve ceviz gibi yağlı tohumların tercih edilmesini söyledi. Tabaklarda sebzeler ile gökkuşağı renklerini yakalamanın da önemini anlatan Yasemin Karakaş, “Bu renklerin her birinin besin değeri bakımından farklı bir anlamı var. Hem pişmiş hem de çiğ olarak tüketilebilecek bu sebzeler her öğünde tabağın mutlaka 1/3’üne denk gelmeli” diye konuştu. Et tüketiminin haftada 2 en fazla 3 gün ile sınırlamanın önemine değinen Yasemin Karakaş, meyvelerin ise en doğal halleri ile 2-4 porsiyon ile sınırlandırılarak tüketilmesi istedi. Kuru meyvelerin ise ara öğün olarak günde 2-3 tane tüketilmesini söyledi.

Yasemin Karakaş, Süt ürünlerinin kefir ve yoğurt olarak tüketilmesini, pişirme yöntemleri olarak da yağda kızartma yerine buharda ya da suda haşlamanın tercih edilmesini belirtti. Doktor tavsiyesi olmadan ek takviyeler alınmamasını, doğru ve dengeli beslenme ile vücudun tüm ihtiyaçlarının karşılanabileceğini ekledi.

Kuru fasülye, soya fasülyesi… Kanserle savaşta dost olan besinler

İkinci beyin olarak kabul edilen bağırsak sağlığı için bakliyat tüketiminin çok önemli olduğunu vurgulayan Yasemin Karakaş, kuru baklagil ve soya fasulyesinin hem iyi birer protein kaynağı hem de iyi birer posa kaynağı olduğunu söyledi. Kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, börülce gibi besinlerin içerdikleri fitokimyasallar sayesinde iyi bir kanser savaşçısı olduklarını vurguladı.

Yasemin Karakaş, kükürtlü sebzeler olarak da bilinen brokoli, karnabahar, lahana ve turp gibi kök sebzelerin de vücutta oluşan öncü kanser hücrelerinin yok edilmesine katkı sağladığı bilgisini verdi. Bu gruptaki besinlerin bağışıklık sistemini güçlendirici anti-inflamatuar etkiye sahip olduklarını belirtti.

Çilek, böğürtlen, ahududu, yabanmersini, dut, üzüm, kızılcık, kiraz ve vişne gibi üzümsü meyvelerin ise hücreleri serbest radikallerin hasarından koruduğunu anlattı.

Diyetisyen Yasemin Karakaş ayrıca antioksidan özellikleri nedeniyle zencefil, zerdaçal, biberiye, sarımsak, nane, kişniş, kakule, karanfil, tarçın ve kimyon gibi baharatların da yemeklerde kullanılmasını tavsiye etti. Zerdaçal’ın etken maddesinin ortaya çıkabilmesi için örneğin mercimek çorbasında mutlaka karabiberle birlikte kullanılmasını söyledi.

Kemoterapide ne yenmemeli?

Kanserli hastaların beslenmesi konusunda en merak edilen konu, kemoterapi tedavisi sırasında nelerin tüketilmemesi gerektiği. Yasemin Karakaş, greyfurtun ilaçların etkisini azaltması nedeniyle kesinlikle bu tedavi sırasında tüketilmemesini hatırlattı. Ayrıca bu sürede ağız içinde hassasiyet oluşabileceği için domates ve limon gibi asitli besinlerin ya da acı baharatların da kullanılmamasını istedi. Aynı zamanda yutkunma güçlüğü de baş gösterebileceğinden sert ve kabuklu gıdaların da uygun olmayacağını ifade etti.

Seminer, Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları öğrencileri ile sağlıklı tatlı atıştırmalıklarının yapıldığı atölye çalışması ile sone erdi.