Dünden Bugüne, Bugünden Geleceğe Tarım

Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Ürünler Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Altınbaş Üniversitesinde düzenlenen Tarladan Sofraya Tarımsal Ürünler etkinliğine katıldı.

Altınbaş Üniversitesi Kalite Süreçleri Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Füsun Zehra Özkan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Tarladan Sofraya Tarım Ürünleri” etkinliğinin konuğu, Tarım ve Orman Bakanlığından Dr. Mehmet Hasdemir, son 20 yıldaki gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Etkinlikte tarım ve gıdanın öneminden tarımda kimyasal kullanımına kadar pek çok konu ele alındı. Çiftçiliğin dünyanın en eski mesleklerinden birisi olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Hasdemir, “İnsanlık var olduğundan itibaren beslenmeye ihtiyaç duyuyor. Bu sebeple çiftçilik ve tarım çok önemli.” dedi.

Çiftçiliğin aynı zamanda ekonomik bir faaliyet olduğunu da ifade eden Dr. Hasdemir, “Bundan geçimini sağlayan milyonlarca insan var.” sözleriyle çiftçiliğin sadece beslenme ihtiyacı olarak değil aynı zamanda ekonomi için de önemli bir katma değer yarattığını hatırlattı. Çiftçilik ve gastronomi ilişkisine değinen Dr. Hasdemir, gastronomik açıdan bakıldığında tarımın olmazsa olmaz bir değer olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

“Tarımda en önemli kaynak insan. Son 20 yıla baktığımızda dünya tarımsal katma değerinde %84’lük bir artış var. 2000 yılında 2 trilyon USD iken 2021’de 3.7 trilyon USD’lik bir hacme ulaşmış durumda.  Buna mukabil nüfusta ciddi bir artış söz konusu. 2000 yılında 6.1 milyar olan dünya nüfusu 2024’te 8.1 milyara ulaştı. 2050’de ise 10 milyar olması bekleniyor. 20 yıl önce bir kişi için 2 ila 3 dekarlık bir alanla beslenme karşılanabiliyordu. Günümüzde ise daha fazla tarım arazisine ihtiyaç var. Bununla birlikte artık daha az kişi bu meslek ile ilgileniyor. Daha az çiftçi bu işi destekliyor.”

“GDO’lu ürün almıyoruz”

Tarımda ilaç kullanımını da değerlendiren Dr. Hasdemir, “Türkiye bu konuda, dünya ortalamasının çok altında. Topraklarımız henüz o kadar kirlenmiş değil çünkü Türkiye yoğun kimyasalların kullanıldığı bir ülke değil. GDO konusu çok merak ediliyor. Bu konuda şaşıracaksınız ama Türkiye’de GDO kullanılmıyor. Örnekleme değil, %100 denetim ile bu konu kontrol ediliyor. Tarımda biz kullanmadığımız gibi dışarıdan da GDO’lu ürün almıyoruz. Sadece 2 ürün alıyoruz, mısır ve soya. Bu ürünler de sofraya gelmiyor, hayvan yeminde kullanıyoruz.” diye konuştu.

Dünya üretiminin taleple doğru orantılı olduğuna işaret eden Dr. Hasdemir, “Neyin üretileceği konusu gastronomiyle de çok bağlantılı. Neye talep varsa o daha çok üretiliyor.” dedi. Dünyadaki bitkisel üretimdeki çeşitliliğin azaldığını belirten Dr. Hasdemir, şeker kamışı, mısır, buğday, çeltik, patates ve soyanın en çok üretilen ürünler olduğunu kaydetti ve tarım alanlarının azaldığını buna karşılık verimliliğin teknolojinin de etkisiyle arttığını söyledi.

Dr. Hasdemir, açlık konusunda dünyanın yeterince üretim yaptığını ama burada asıl sorunun paylaşım ve israf olduğunu belirtti. Tarımda değişmeyen tek şeyin değişim olduğuna değinen Dr. Hasdemir, “20. Yüzyılın başlarında tarım 1.0 olarak adlandırdığımız dönemde, üretimde makine kullanımına geçiş olmuştu. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde Tarım 4.0 ile bilgi ve teknoloji ile akıllı tarım uygulamaları yapılıyor. Geleceğin tarımında da robotik uygulamalar ve yapay zekâ tarım uygulamaları yapılacak.” ifadelerini kullandı.  

Türkiye’de tarımın da bu doğrultuda gelişim kaydettiğini anlatan Dr. Hasdemir, “Bitkisel üretimimiz 20 yılda %37 artış gösterdi. Dünya meyve üretiminde 6., sebze üretiminde 4. sıradayız.” dedi.

Öğrencilerin organik ürünler ile ilgili sorularını da yanıtlayan Hasdemir, bir ürün gerçekten organik mi değil mi? Bunun yanıtı için sertifikasına bakmak gerekiyor. Belirlenen standartlarda üretim yapıyor ve verdiğimiz sertifikaya sahip bir ürünse, o ürün organiktir diyebiliriz.” diyerek sözlerini tamamladı.