Deprem Sonrasında Hasarlı Binalarda Son Durum

​6 Şubat Depremi'nin üzerinden bir yıl geçti. Geçen bir yılda bölgede hangi adımlar atıldı, depreme dayanıklılık için neler yapılabilir? Altınbaş Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sepanta Naimi anlattı.​ ​

Bundan bir yıl önce 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde yaklaşık 9 saat arayla sırasıyla Mw 7.7 ve Mw 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Resmî açıklamalara göre 50 binin üzerinde can kaybı yaşandı. Depremler sebebiyle bölge genelinde toplam 200 binden fazla bina ağır hasar aldı. Peki, depremin üstünden geçen bir yılda neler yaşandı, hasarlı binalarda durum ne?

Altınbaş Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sepanta Naimi, bu süreçte %30'a yakın hasarlı binanın yenilendiğini belirterek, yenileme sürecini anlattı.

Doç. Dr. Naimi, öncelikle deprem gibi bir felaket sonrasında oluşan zaiyatın giderilebilmesi için bölgedeki hareketliliğin bitmiş olması gerektiğine işaret etti. Naimi, “Sürecin ağır ilerlemesine sebebiyet veren durumlar var. Bunları hukuki süreçler ve yapılan tetkiklerden dolayı yıkılan binaların enkaz kaldırmalarının gecikmesi, depremden sonra oluşan artçılar, enkaz kaldırma çalışmalarının çok geniş bir alanda sürdürülmesi, bölge için hafif yapılar özelikle çelik konstrüksiyon yapılar tercih edilmemiş olması ve finansal destek sorunları olarak sıralayabiliriz." diye konuştu.

Bölgede ihtiyatın elden bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Sepanta Naimi, “Bu boyutta bir deprem oldu bir daha olmaz diyerek ihtiyatı elden bırakmamak gerekir. Bölge deprem kuşağı. Nasıl 1. depremden sonra beklemediğimiz şekilde 2. deprem meydana geldiyse yüksek ivmeli depremlerin tekrarlanabileceği riskini her zaman göz önünde bulundurmak gerekir." değerlendirmelerini yaptı.

Doç. Dr. Naimi, yapıların hızla yenilenmesi ve yeni mağduriyetler oluşturulmaması için yapılabilecekler konusunda önerilerde bulundu:

“Hafif yapıların konut olarak planlanması doğru olacaktır. Bu yapılar, ayrı bir yerde üretilip, direkt ilgili alana hızlıca monte edilebilen ve uzun ömürlü yapılardır. Ayrıca deprem güvenliği açısından da daha dayanıklıdırlar. Özellikle kırsal bölgelerdeki köylülerin evlerini hızlı bir şekilde hazırlanmasında kolaylık sağlar. İhtiyaç olan tarım ürünlerinin üretiminin hızlandırılmasını sağlamak, bölgede hayatın normalleşmesi açısından hayati önem taşır. Bölgeden giden insanların da bölgeye dönüşünü sağlayacak hamleler ekonomik zararların azaltılmasını ve bölgenin her anlamda canlandırılmasına imkân verecektir."

Doç. Dr. Naimi, Türkiye genelinin deprem bölgesi olduğunu da vurgulayarak, “Deprem ülkesiyiz. Bilimin gereklerini yerine getirerek dayanıklı binalar yapmak mümkün. Asıl önemli olan doğru tasarımlar ile doğa olayını afet olmaktan çıkarmaktır." değerlendirmelerini yaptı.

Altınbaş Üniversitesi İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık bölümü öğrencilerinin de deprem sonrasında, bu konudaki farkındalıklarını artığına da dikkat çekeren Naimi, bu bilinçle bölüm eğitimlerinde tasarladıkları yapıların davranışını yakından görebilecekleri deneysel ve uygulamalara ağırlık verdiklerini dile getirdi. ​