Kutuplarda Son Gelişmeler

Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi’nin düzenlediği Türkiye’nin Kutup Çalışmaları ve Kutup Lojistiği söyleşisinde, Türkiye’nin Antarktika’daki varlığı, çalışmaların gidişatı ve lojistik yaklaşımlar mercek altına alındı.

Türkiye'nin Kutup Çalışmaları ve Kutup Lojistiği söyleşinde, Türkiye'nin Antarktika'da ilk bilimsel çalışmalarını gerçekleştiren ekibin lideri TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı ve Kutup Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Burcu Özsoy, kutup çalışmaları hakkında bilgi verdi, Antarktika'da yaşadıklarını anlattı.

Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Özsoy ve CILT Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Berna Akyıldız'ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide konuşan Prof. Dr. Burcu Özsoy, ekip lideri de olduğu sefere yanlarında leblebi, Türk kahvesi, Türk lokumu ve Antarktika'ya en yakın bölgeler olan Güney Amerika'yı gösteren ilk harita olan 500 yıllık PİRİ REİS Haritası ile gittiklerini anlattı.

2005'ten bu yana yürütülen kutup çalışmalarında Türkiye'nin güçlü bir konumda olduğunu söyleyen MAM Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy, Türkiye'nin 2035'e kadar tüm stratejik planlarının hazır olduğunu belirtti. Özsoy, “Dünyadaki tatlı su rezervinin %70'ten fazlası kutuplarda donmuş halde bulunuyor. Su kıtlığının yaşanacağı gelecekte bölgenin stratejik ve yaşamsal önemi daha da artacak" dedi.

İklim değişikliğinin fiziki tespiti için Antarktika'da çalışmak gerektiğini anlatan Prof. Dr. Burcu Özsoy, “Yüz ölçümü olarak 17 tane Türkiye büyüklüğünde olan bölge hiçbir ülkeye ait değil ancak 7 ülke hak iddia ediyor. Bilim ve barışa adanmış olan Antarktika'da bilim insanları, farklı ülkelerin araştırma istasyonlarında çalışıyorlar" diye konuştu.

Prof. Dr. Burcu Özsoy, bölgenin başta demir olmak üzere pek çok maden ve metal rezervlerinin yanı sıra hidrokarbon ve petrol yataklarına sahip olduğunu bilindiğini belirterek, “Ancak şu an için çıkarılması yasak" dedi.

Bölgeye zorlu bir gemi yolculuğuyla ulaştıklarını anlatan Prof. Dr. Burcu Özsoy, “En önemli ihtiyacımız bir araştırma gemisi. Bir gemimiz olsa daha ileri araştırmalar yapabiliriz. Şu anda güneyde Şili'den, Kuzeyde Norveç'ten kiralıyoruz. Bulgaristan yakın zamanda bir kutup araştırmaları gemisi aldı. Şimdiye kadar 100'ün üstünde bilim insanıyla, 200 kadar bilimsel çıktı sağlandı. Ayrıca kıtaya 3 GNSS, 1 meteoroloji, 1 sismik istasyonu ve Türk Bilimsel Araştırma Kampı kuruldu" değerlendirmelerini yaptı.

Bölgedeki araştırmaların içinde olmanın geleceğe yatırım olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Burcu Özsoy, “Her yıl TÜBİTAK 1001 Kutup çağrıları ile yapılan yeni bilimsel projelerle kutuplarda Türk bilimi olarak iklim değişikliğinin boyutlarını tespit ediyoruz. 9. Sefer için ulusal çağrıya çıkacağız. Disiplin ayırt etmeksizin akademisyenlerimizin katılımını ve araştırmalarıyla katkı sunmalarını istiyoruz" dedi.

Prof. Dr. Burcu Özsoy, dünyadaki iklim sisteminin bel kemiğinin kutuplar olduğunu vurguladı ve “Antarktika ve Svalbard Takımadaları'ndaki buzullar her geçen yıl gözle görülür şekilde eriyor. Bu eriyen buzullar gerçekte tatlı su kaynağı olarak kabul ediliyor. Ancak bu erime ile dağlardan fiyortlara ve denize süzülen sular tuzlu deniz suyuyla karışınca artık tatlı su kaynağı olarak nitelendirilemez. Günümüzde buzulların gittikçe artan bir hızda erimesi hem daha çok tatlı su kaynağını kaybetmemize hem de deniz seviyelerinin yükselmesine neden oluyor" bilgilerini paylaştı.

Prof. Dr. Burcu Özsoy, eriyen deniz buzları nedeniyle oluşan yeni rotaların seyri kolaylaştıran yeni ticaret yolları açtığına da vurgu yaptı.

TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü'nden Kaptan Yüksek Mühendis Özgün Oktar da bölgeye ulaşımın en büyük bütçe kalemini oluşturduğunun altını çizdi. Bölgeye hava sıcaklığının -20 civarında olduğu yaz ve gündüz dönemlerinde buz sınıfı gemilerle gidilebildiğini anlatan Özgün Oktar, bu bölgelerin geleceğin lojistiğinde çok etkili olacaklarını ifade etti.

Özgün Oktar, kuzeyde ticaret için 8 bin km avantajlı rotalar çıkacağını kaydederek, “Dünya ticaretinin %80'i deniz yoluyla oluyor. Uzak Doğu'yu Avrupa'ya bağlayan yeni rotalar, kuzeyden geçiyor. Çin, burayı yeni ipek yolu olarak değerlendiriyor. ABD, ulusal güvenlik strateji bağlamında yaklaşıyor, limanlarını ve deniz filolarını güçlendiriyor. Kuzey Kutup Dairesi'nin üstündeki Arktik alanda bir savaş olmasına karşın hazırlık yapıyor" dedi.

Arktik Bölgede petrol ve gaz çıktığını ancak maliyet nedeniyle çalışmaların bazı bölgelerde durdurulduğuna işaret eden Özgün Oktar, “Antarktika bu hususta korunmakta, ancak eğer bir gün maden arama çıkarma faaliyetleri başlarsa Türkiye'nin bölgedeki varlığı çok önemli olacak." dedi.

CILT Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Berna Akyıldız da dünya lojistiğinde 104 yıllık önemli bir rol oynayan CILT'in farklı bir ekosistemi olduğunu, sektöre ilgi duyan profesyoneller, bu konuda çalışmalar yapan akademisyenler, üniversiteleri içeren çok geniş bir yelpazesi olduğunu anlattı.

Berna Akyıldız, Kutup bölgelerindeki gelişmeleri, yeni rotaları da yakından takip ederek, sadece mal değil insan hareketliliğini de daha ileri seviyeye taşımak istediklerine vurgu yaparak, “Akıllı şehirler, akıllı limanlar gibi sektörü geleceğe taşıyan bir vizyonla hareket eden CILT'nin kadın kanadı WiLAT ile 2 yıl önce çalışmaya başladık. Lojistik ve taşımacılık konusunda sektörün farklı branşlarından geniş kapsamlı bir üye ağına sahip olan CILT Türkiye, Türkiye'nin gurur projelerinden biri olan Ulusal Kutup Araştırmalarının temsilcilerinden üyelerle kutup lojistiğinin de tartışıldığı bir platform" diye konuştu.

Akyıldız, dünya'nın en zorlu coğrafyalarında bilimsel araştırmalar yapılmasını destekleyen lojistik faaliyetlerin hem çevreye saygılı bir şekilde sürdürülebilir yollarla yürütüldüğünü hem de bölgenin özel koşullarında emniyet ve ihtiyaçları karşıladığını belirterek, “CILT Türkiye kutup lojistiği başlığı ile CILT Global ve CILT ulusal temsilciliklerine öncülük edecek" dedi.​

​​