Cinsel Suçlarla Mücadele

Altınbaş Üniversitesi’nde Türk Ceza Hukukunda Cinsel Suçlara İlişkin Sorunlar ve Öneriler konulu söyleşide taciz, zorla cinsel ilişki gibi suçlar ve bunların Türk Ceza Kanunundaki yeri tartışıldı.

Altınbaş Üniversitesi’nin bir gelenek haline gelen Çarşamba Buluşmaları, bu hafta Hukuk Söyleşileri kapsamında Prof. Dr. Hasan Sınar ve Dr. Öğr. Üyesi Yeşim Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleşti.

Söyleşide 2005 Ceza Kanunu ile birlikte bir evlilikte gerçekleşen irade dışı cinsel ilişkinin suç olarak sayıldığı  belirtildi.
 
Cinsel suçlarda mağdurun vücuduna temas yoksa bunun bir cinsel taciz suçu olduğu, eğer bir temas söz konusuysa mağdurun yaşı ve rızası olup olmadığına bakıldığı vurgulandı.

Söyleşide şu bilgilere yer verildi:

Cinsel suçlarda mağdurun çocuk ve yetişkin olması arasında büyük bir fark bulunmaktadır.

Yetişkinlere yönelik cinsel suçlarda tek bir kavram öne çıkmaktadır: Özgür İrade

İki yetişkin insanın kendi cinsel yaşamlarını paylaşmasına karışılamaz ama özgür irade sorgulanmalıdır. Bazen özgür irade gerçekte var olmayabiliyor.

Örneğin taraflardan birisinin diğerini evlenme vaadiyle kandırıp cinsel ilişki yaşanması konusunda nasıl hareket edecek? Çünkü bu durumda  rızasızlığa işaret eden bir süreç yaşanmaktadır. Alkol etkisi 
altındayken de aynı durum geçerlidir.

Cinsel saldırı suçunun temeli rızasızlığa dayanır.
 
Mağdurun direnmemiş olması ya da eylem sırasında sessiz kalması rızası olduğu anlamına gelmemektedir.

Bu tür suçlar genellikle somut bir delil olmadan işlendiği için mağdurun beyanı esas sayılır. Mağdurun beyanına dayalı olarak soruşturma başladıktan sonra yetkili makamlar suçu araştırmaya başlayacak ama mağdurun beyanı olmazsa  araştıracak bir konu da kalmamaktadır.
 
Vücuda temasla zorla yapılan bir cinsel eylem varsa bunu saptamak için ilk 24 saat içinde doktor muayenesi gerekmektedir. Aksi takdirde vücut kendisini yenilediği için zorla yaşanan şeylerin izleri gider ve ispatlamaya yarayan deliller yok olabilir. Kişi nitelikli cinsel saldırıya uğradığı zaman kendisini arındırmaya yöneliyor ama bu maddi delil elde etmek için yanlış bir davranış. Bu konuda bir farkındalık oluşturmaya ihtiyaç var.

Söyleşide  zorla yapılan evlilikler, çocuklarla yapılan evlilikler konularında önerilere de yer verildi. Bu tür  evliliklerde çocukların cezalandırılmadığı vurgulandı. Çocukları bu sürece  zorlayan ebeveynlerin cezalandırılmasına yönelik bir düzenleme yapılması gerektiği üzerinde duruldu.

Mevcut mevzuata göre 16 yaşını doldurmuş bir çocuk evlilik yoluyla ergin kılınıyor. Evlendiği için de evlilik içinde eşiyle cinsel ilişkide bulunuyor. Bu bir suç teşkil etmiyor ancak evlenmemiş ama sevgilisi olan veya cinselliği tanımak isteyen kişi ceza alabiliyor. Bu durum aynı yaş  grubu içindeki çocuklar arasında bir eşitsizliğe yol açıyor.

Söyleşide ortaya çıkan görüşlere göre bu konuda da bir düzenlenme yapılması düşünülmelidir.

Günümüzde çok hassas olunan cinsel suçlar konusunda bilgilendirici bu söyleşi için Prof. Dr. Hasan Sınar ve Dr. Öğr. Üyesi Yeşim Yılmaz’a teşekkür ediyoruz.