Batı Azerbaycan Gerçekliği: Tarihi Hakikatler Konferansı

Altınbaş Üniversitesi’nin Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu ve Batı Azerbaycan Topluluğu ile iş birliği çerçevesinde Batı Azerbaycan Gerçekliği: Tarihi Hakikatler Konferansı düzenledi.

Altınbaş Üniversitesi Gayrettepe yerleşkesinde düzenlenen konferansın açılış konuşmalarını Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Narmina Mustafayeva, Milletvekili ve Batı Azerbaycan Topluluğu Başkanı Aziz Alekberli ve yaptı.

Moderatörlüğünü Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vefa Kurban'ın yaptığı konferansta konuşmacılar arasında Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, Millet Vekili Hikmet Babaoğlu, Türk-İslam Araştırmacılar Merkezi Direktörü Doç. Dr. Telman Nüsretoğlu yer aldı.

Açılışta konuşan Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, toplantıya ev sahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duyulduğunu belirterek, “Son 2 yıl, Azerbaycan tarihinde ve Türkiye Azerbaycan ilişkilerinde daha evvel görmediğimiz ölçüde büyük gelişmelere sahne oldu. Bu gelişmelerle artık Karabağ sorunu diye bir sorun yok" diye konuştu.

Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Narmina Mustafayeva, Karabağ'a dair gelişmelere değinerek, “2023, yaşanan hem olumlu hem de olumsuz olaylarla bazıları için hayati anlam taşıyacak kadar önemli bir yıl. Biz bu olaylardan en büyüğünü 2020'de Azerbaycan'ın devlet tarihine altın harflerle yazılmış bir sayfa olarak kaydettik. Bu yıl, Azerbaycan'ın 44 günlük vatan savaşındaki şanlı, muhteşem zaferi oldu" diye konuştu.

“Batı Azerbaycan bizim tarihi topraklarımızdır" diyen Başkonsolos Narmina Mustafayeva, bunu kanıtlayan birçok belge olduğunu dile getirerek, şu görüşleri dile getirdi:

“Tarihi yazılar, haritalar var. Oradaki yazılarda, hem kent, köy adlarının Azerbaycan kökenli olduğunu çok açık şekilde görebilirsiniz. Tüm bu süreç içerisinde aralıklarla Batı Azerbaycan'da yaşayan soydaşlarımız Ermeni zulmü neticesinde oradan kovuldu. Zorla evlerini, baba yurtlarını, topraklarını terk ettiler. 170'e yakın köyde sadece Azerbaycanlılar, 90'a yakın köyde çoğunlukla Azerbaycanlılar yaşıyordu. 300'e yakın köyde yaşayan nüfus arasında ise Azerbaycanlılar vardı. Şimdi orada bir tane Azerbaycanlı yok. Hepsi dede topraklarından sürüldüler, kovuldular işkenceler gördüler, öldürüldüler."

En büyük etnik temizlemenin 80'li yılların sonlarında yapıldığını belirten Mustafayeva, “Bu Sovyet rejiminin desteğiyle gerçekleşti. 90'ların başlarında Azerbaycan'ın Karabağ bölgesi ve onun etrafındaki 7 ilimiz işgal edildi. Bir milyona yakın sivilimiz, vatandaşımız topraklarından kovuldu. Onlara soykırım uygulandı. Ama ne o zaman geçmiş Ermenistan'dan kovulan Azerbaycanlılarımızın ne de Karabağ topraklarımızdan kovulan Azerbaycanlıların acısı, o yaşadıkları dünya toplumu tarafından gereken ilgiyi ve merhameti görmedi. Azerbaycan halkı hiçbir zaman kırılmadı. Çünkü yüreğimizde umut, inanç vardı. O günün geleceğini bekliyorduk. Topraklarımızı geri geri alacağımızı biliyorduk. Oraya geri döneceğimizi, orada yeniden yaşayacağımızı biliyorduk. Bu inanç bizi her zaman umutlandırdı. Ve nihayet çok şükür 2020 yılında, Azerbaycan 44 günlük vatan savaşı sonucu şanlı zaferle Karabağ topraklarını geri aldı" değerlendirmesini yaptı.

Altınbaş Üniversitesi'nde konferansa paralel olarak Batı Azerbaycan'ın tarihini yansıtan, çeşitli belgelerin yer aldığı sergi de düzenlendi.​

​​