Ukrayna - Rusya Savaşı’nda Barış Süreci Yaklaşıyor Mu?

Gazeteci ve Yazar Deniz Berktay, Altınbaş Üniversitesinde düzenlenen "Trump ve Ukrayna Savaşı" konulu söyleşide, Ukrayna - Rusya savaşını ele aldı.

Şubat 2025’te üçüncü yılını dolduracak olan Ukrayna - Rusya Savaşı’nın seyri merak konusu. Uzmanlara göre Trump’ın göreve gelmesiyle Ukrayna konusunda bir barış sürecine doğru ilerlenmesi mümkün.

Uzun yıllardır Ukrayna’da yaşayan ve savaşı yakından takip eden Gazeteci – Yazar Deniz Berktay, Trump’ın 20 Ocak 2025’te göreve başlamasıyla barış şartlarının masaya yatırılabileceğini, ancak bu süreç öncesinde tarafların çatışmaları artırarak ellerini güçlendirme çabasında olacağını dile getirdi. Ukrayna’nın ise mevcut durumda savaşta zafer kazanmaktan ziyade adil barış ve uzlaşı yolu aradığına işaret etti. 

Gazeteci ve Yazar Deniz Berktay, Altınbaş Üniversitesinde düzenlenen "Trump ve Ukrayna Savaşı" konulu söyleşide, Ukrayna - Rusya savaşının karmaşık yapısını ele aldı. “Ukrayna: Dünyanın Siyasi Fay Hattı” isimli yeni kitabında Ukrayna’nın dününü ve bugünü ele alan Berktay, savaşın hem Rusya ile Ukrayna arasında bir mücadele olduğunu hem de Rusya ile Batı arasındaki daha geniş bir çatışmanın parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.  Ukrayna’nın önünde hem savaşın getirdiği yıkımlarla hem de Batı’ya bağımlılık sorunuyla başa çıkması gereken zorlu bir süreç olduğunu kaydeden Berktay, “Avrupa ve ABD’nin Ukrayna’ya yönelik politikalarının şekli ve yoğunluğu, bu sürecin seyrini belirleyecek önemli faktörler arasında.” dedi.

Barış umudunun belirdiği son dönemde, sahada çatışmaların yoğunlaşması ve tarafların ellerini güçlendirme çabası olabileceğine dikkat çeken Berktay, barış görüşmeleri sırasında Rusya’nın askeri kazanımlarını masaya koyarak Ukrayna’ya baskı yapacağını ifade etti. 

“Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı savunulmalı”

Berktay, savaşın birinci boyutunun Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının savunulması olduğunu belirtti. Türkiye’nin de Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını savunmaya devam ettiğini söyleyerek sınırların değişmesinin Türkiye’ye de olumsuz etkisi olabileceğini dile getirdi. Türkiye’nin barış sürecinde oynayacağı arabuluculuk rolünün önemini koruduğunu ve Ankara’nın Rusya - Ukrayna savaşına dengeli yaklaştığını vurguladı. Savaşın ikinci boyutunun ise Batı’nın Rusya'yı çevreleme stratejisi çerçevesinde Ukrayna'yı bir araç olarak kullanması olduğuna dikkat çekti. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'nin bölgedeki nüfuz artırma çabalarının da savaşın dinamiklerini etkilediğini söyledi. “Savaşın sonunda Ukrayna kamuoyunun eğilimleri, milliyetçi duygular ve ekonomik zorluklarla şekillenebilir. Rusya’nın uluslararası arenada yaşadığı prestij kaybı ise savaşın uzun vadeli etkilerinden biri olmaya devam edecek.” öngörüsünde bulundu.

“Tarihsel ve sosyokültürel bağlantıları güçlü”Berktay, Ruslar ve Ukraynalıların tarihsel ve kültürel bağlarına da değindi. Her iki milletin aynı kökenden geldiğini ve bunun savaşın dinamiklerini karmaşık hale getirdiğini ifade etti.

“Ukrayna, zaferden ziyade ‘adil barış’ arayışında”

Berktay, Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna’daki savaşın bitirilmesi yönünde bir kitleyi temsil ettiğine değindi. Trump’ın, savaşı sonlandırmak için bir barış süreci başlatma niyetinde olmasına rağmen Ukrayna lideri Volodimir Zelenski ile ilişkilerinin gergin olduğunun bilindiğini kaydetti.  Ukrayna’nın artık zafer beklentilerinden ziyade "adil bir barış" arayışı içinde olduğunu iletti.

“Kırım’ın stratejik önemi var”

Berktay, Kırım’ın Rusya açısından stratejik önemine dikkat çekerek Karadeniz'in kontrolü için hayati bir üs olduğunu söyledi. Rusya’nın, Kırım’ı ilhak ederek Karadeniz'deki hakimiyetini garanti altına aldığını belirtti.

Rusya'nın barış için şartları değişmiyor

Deniz Berktay, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmaması ve yabancı askeri üslerin ülkeye kurulmaması yönündeki taleplerini sürdürdüğünü hatırlattı. Azak Denizi üzerinden Ukrayna ile bağlantıyı kesen Rusya’nın, 2022 Eylül ayında Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerini ilhak ettiğini belirtti. Ancak Harkov’un Ukrayna tarafından geri alınmasının, Rusya’nın prestijine darbe olduğu değerlendirmesini yaptı.

“Rusya prestij kaybetti, Ukrayna yalnız kaldı”

Son olarak, savaşın uluslararası etkilerine de değinen Berktay, Batı dünyasının Ukrayna savaşını Rusya’yı zayıflatmak için bir fırsat olarak gördüğünü aktardı. Batı’nın Sovyetler Birliği’nin Afganistan işgali sonrası çökmesi gibi bu savaşın da Rusya’nın sonunu getirebileceğini umduğunu söyledi. “Ancak savaş ne Batı’nın ne de Rusya’nın beklentileri doğrultusunda ilerliyor. Rusya’nın Suriye’den çekilmek zorunda kalması ve Wagner Grubu’nun isyanı gibi gelişmeler, Putin’in liderliğinin zayıfladığına dair işaretler. Rusya’nın uluslararası arenada yaşadığı prestij kaybı savaşın uzun vadeli etkilerinden olacak. Ancak Moskova yönetimi, Ukrayna’daki ilhak edilen bölgeleri ve Kırım’ı elinde tutma konusunda hala oldukça kararlı” dedi. 

Berktay, savaşın Ukrayna’nın ulusal bilincini nasıl etkilediğinin henüz tam anlamıyla bilinemeyeceğini dikkat çekerek “Savaş, Ukrayna yönetiminin istediği şekilde sonuçlanmazsa halk arasında ciddi sorgulamalar başlayabilir. Özellikle Batı ülkelerinin Ukrayna’yı zaman zaman yalnız bıraktığı algısı, toplumda hayal kırıklığına yol açabilir. Batılı ülkelerin Ukrayna’yı destekleme konusunda yüksek beklentiler yaratıp ardından yetersiz destek sunması, bu algıyı güçlendiriyor.” diyerek sözlerini tamamladı.